Katar’da sürdürülen dev ölçekli bir eğitim projesi, yalnızca ülke içinde değil, dünya genelinde inşaat teknolojileri açısından bir dönüm noktasına dönüşüyor. Ülkenin kamu işleri kurumu Ashghal ile UCC Holding’in ortaklaşa yürüttüğü projede toplam 14 kamu okulunun inşası hedefleniyor. Bu okullardan ikisi, tamamen 3D baskı teknolojisi kullanılarak inşa ediliyor ve boyutlarıyla şu ana kadar bu teknolojiyle yapılmış tüm binaları geride bırakıyor.
Dünyanın en büyük 3D baskı yapısı görücüye çıkacak
Projede Danimarka merkezli teknoloji firması COBOD tarafından geliştirilen BOD2 XL model 3D yazıcılar kullanılıyor. Her biri 50 metre uzunluğa, 30 metre genişliğe ve 15 metre yüksekliğe sahip olan bu yazıcılar, robotik nozüller aracılığıyla özel bir beton karışımını katmanlar halinde dökerek yapının ana iskeletini oluşturuyor. Yazıcılar yalnızca yapının ana yapısını inşa ederken, kapı, pencere ve çatı gibi tamamlayıcı elemanlar daha sonra insan iş gücüyle entegre edilecek.

İnşaatı devam eden iki okul binasının her biri, 100 metrekarelik zemin alanı üzerinde iki katlı olarak tasarlanıyor. Mimari tasarımda Katar’ın doğal çöl topografyasından ilham alınıyor. Özellikle yapının duvarlarında, çöl kumullarını andıran kavisli ve akışkan hatlar öne çıkacak. Şu ana kadar yapıya ait dijital görseller paylaşılmadı ancak kullanılan formların geleneksel dik açılı mimariden oldukça uzak olacağı ve bu açıdan da dikkat çekeceği belirtiliyor.
İnşaatın kapsadığı toplam alan 40.000 metrekareye ulaşıyor. Her biri 20.000 metrekare büyüklüğünde olan iki 3D baskı okul, bu yönüyle şu ana kadar dünya genelinde inşa edilmiş en büyük 3D baskı yapının yaklaşık 40 katı büyüklüğe sahip. Projede kullanılan malzeme ve yazıcı ölçeği itibarıyla bu rakam, hem teknolojik kapasiteyi hem de endüstriyel ölçekte 3D baskının eriştiği yeni sınırı temsil ediyor.

Tüm okul komplekslerinin 2025 sonuna kadar tamamlanması planlanıyor. Projenin zamanında tamamlanması halinde, hem mühendislik hem de mimarlık dünyasında 3D baskının yeri konusunda önemli bir paradigma değişikliği yaşanabilir. Çölde yükselen bu yapılar, gelecekte betonarme yapıların nasıl üretileceğine dair pek çok varsayımı geride bırakıyor.